Dijital Ve Analog Nedir?

Dijital Ve Analog Nedir?

Dijital Nedir?

Donanım ve gömülü tasarım alanlarında önemli bir yeri olan elektronik geliştirme kartlarında dış dünya ile iletişimimizi sağlamak adına iki tür sinyal çeşidi kullanılmaktadır. Bunlar dijital ve analog sinyallerdir. Her ikisi de aynı işlevi görmesine karşın teknikleri ve kullanım alanları farklıdır. Bir sinyalin analog veya dijital olmasını, sinyalin alabilecek olduğu değerler belirler. Dijital, kelime anlamı ile "sayısal" demektir. Yani bir sinyalin veya bilginin olduğu gibi aktarılmadığı, sayısal ifadelerle tanımlandığı halidir. Daha basit bir anlatım ile: Bir data'nın (bilginin) ancak ve ancak 1'ler ve 0'lar halinde saklandığı ve işlendiği halidir. Dijital olarak adlandırılan sinyal veya bilgiler, aynı sistemin belirlemiş olduğu mantıki yüksek gerilim voltajına bağlı olarak "var" ya da "yok" olarak saklanırlar. Dijital bilgilerin saklandığı yere "register", "memory" ya da Türkçesi ile "hafıza" ya da "bellek" denir. İşlem bellekleri ondalıklı ve küsuratlı ifadeleri tutamazlar. Dijital olarak tanımlanmış bilgileri saklayabilir veya işlemek üzere işlemciye gönderebilirler.

Analog Nedir?

Fransızca "analogue" kelimesinden dilimize dahil olan analog, "benzer" ve "eş" anlamlarına gelmektedir. Kelime olarak barındırdığı anlamı aynı zamanda elektronik alanında da gösterir. Dijital sinyaller ve bilgiler gibi eldeki verilen 1'ler veya 0'lar ile değil belli bir aralıkta alabileceği herhangi bir değerle saklayabilecek olan analog sinyaller, dijital sinyaller gibi saklanamaz ve işlemci üzerinde direkt olarak kullanılamazlar. Farkı bir örnek üzerinde anlamak en doğrusu olacaktır. Kullanacak olduğumuz bir sistemin analog bir elektronik sensör sayesinde sıcaklık verisi alınarak bunu hafızasında sakladığını varsayalım. Adından da anlaşılacağı gibi bahsi geçen sensör yani elektronik kart, analog bir sinyal üretmektedir. Sıcaklık sensörünün çıkış geriliminin 0 ile 5 volt arasında olduğunu ve ölçebildiği sıcaklık aralığının da -10 ile 40 derece arasında olduğunu düşünelim. Burada -10 derece, 0 volt'luk bir analog sinyal ile 40 derece ise 5 volt'luk bir analog sinyal ile iletilir. Yani aralarında doğru orantı vardır. Bu durum her sensör için geçerli değildir. Aynı örnek üzerinde hava sıcaklığının 16 derece olduğunu düşünelim. Analog sinyalimizin, gerçek sıcaklık ile doğru orantılı olduğunu düşünürsek, 16 derece analog olarak 1.6 volta karşılık gelecektir. 1.6 volt'luk bu sinyal bir aktarım kablosu üzerinden sistemin analog-dijital dönüştürücüsüne aktarılır ve burada dijital bir sinyale çevrilir. Bilgisayarlar ve diğer tüm elektronik sistemlerde olduğu gibi, sinyallerden alınan veriler 2 tabanında kaydedilir. 2 tabanında 16 sayısı 10000 olarak kaydedilir. Sensörün en başta analog yerine dijital sinyal üretmesi durumunda, analog-dijital dönüştürücü sensörün üzerinde bulunur ve sensör bu sinyali daha göndermeden kendisi dijital sinyale dönüştürür. Ardından I2C, SPI, UART gibi haberleşme protokolleri ile dijital sinyal, ana sisteme veya başka bir sensöre aktarılır. Dijital ve analog saatlerin iki farklı isimle adlandırılmalarının arkasındaki sebep dijital ve analog sinyallerin aynı şekilde iki farklı isimle adlandırılmasındaki sebeple tam olarak aynıdır. Çok keskin gözlerimiz ve çok dakik bir analog saatimiz olduğu düşünürsek saliseleri ve milisaniyeleri görebiliyor olurduk. Buna karşın ne kadar keskin gözlerimiz olursa olsun bir dijital saatten alabileceğimizbilgi ancak ve ancak dijital saatin size ne kadar bilgi sağladığı ile kısıtlıdır. Eğer bir milisaniye sayacı yoksamilisaniyeleri, eğer bir salise sayacı yoksa milisaniyeleri göremeyiz.Aynı şekilde de elimizin altında iyi bir sistem olduğu farz edersek her türlü sayısal aralığı analogsinyaller üzerinden okuyabilecekken, dijital sinyaller söz konusu olunca ancak ve ancak sinyalin genişliği kadar veri okunabilmektedir.